Dikizlenmekten, gözetlenmekten haz etmeyen biriyim. Blog yazmak teşhircilik değil midir derseniz amenna bloggerlar bilinçli olarak teşhircilik yapıyor ve bir çoğu da özel hayatını teşhir etmekten garip bir zevk alıyor. Ben de bu tuhaf canlılar arasındayım. Paylaşımcı biri olduğum için “komşu komşunun külüne muhtaçtır” misali insanlarla sanal da olsa bir şeyler paylaşma ihtiyacı hissediyorum. Beni okuyanların bir çoğunu tanımıyorum belki, belki de beni birilerinin okuması filan da önemli değil benim için. Ben yazınca rahatlıyorum sanki beni önemseyen ve ağzımdan çıkacak tek bir laf için ölecek bi arkadaş kitlem varmış gibi düşünmek istiyorum. Hayalperest biriyim ve bu tür hayallerle hayata tutunarak kendimi iyi hissediyorum, çünkü hayatın gerçekleri beni cidden çok bunaltıyor artık.
Bir kaç aydır gizli takipçilerim anlamsız ve alakasız yorumlar bırakıyor yazılarımın altına. Yeni yazılarımın yorumları kapalı biliyorsunuz, bu (ya da bunlar) eskilere dadanmış durumda. Bütün blog’umun okunmadık tek bir yazısını bile bırakmamışlar sanırım. Çünkü en eski yazılarıma kadar okuyup taciz edici saçma sapan yorumlar yazıyorlar. Ve IP’lere bakılırsa hep aynı çevreden bu kişi ya da kişiler. Yorum bu salla diyorum ve siliyorum, hele de cümle alakasız ve saçmaysa. Ancak her gün en aşağı 4-5 tane bu tür yorumu silmek çin işkencesinden beter oldu benim için. Bu nedenle böyle bir yazıyı yazma ihtiyacı hissettim.
Şimdi sen ey dişican ya da tikican ya da her ne b.ksan dostum, bak çocuğum burası oyun bahçesi değil git kendine sallanacak bi salıncak ya da işeyecek bi ağaç dibi filan ne bileyim oyalanacak bişey bul. Benimle, hayatımla ve blog’umla uğraşma artık tamam mı? Ölenle olana çare yoktur demişler biliyorum çok arabesk ama arabeskte hayatın bir gerçeği öyle değil mi? Benimle her ne alıp veremediğin vardıysa ya da eziyet etmek için adam arıyorduysan unut gitsin bu kadar takıntı yapma, düş yakamdan brother. Ok.?
Bazen şu yalan sanal alemin köküne kibrit suyu diyor blog’u kapatmak istiyorum ama sadece ben okuyacak da olsam bu blog’u tutmaya devam etmek istiyorum. Evlenip, çoluk sahibi olup vs. vs. vs. olana kadar. Biliyorum birkaç yıl sonra bakınca “ay ne salakmışım” ya da “üf ne kadar aptalca” yazmışım diyecek bir çok şey olacak bu blogda bende böyle bişey var yıllar geçtikçe değişiyorum ve eski söylediklerim/tavırlarım çoğu zaman saçma geliyor. Mesela çocukken çok salaktım filan diyorum şimdiki aklımla düşününce. Sanırım git gide yenilenen ve gelişen bi düşünce yapısına sahibim ki eski fikirlerim geçerliliğini yitirdiği an yeni ve kendime göre daha geçerli ve mantıklı fikirleri benimsiyorum. Çocukken ders çalışmıyordum ben ya düşünsenize öğretmen tahtaya çıkartırdı Türkiye haritasına bakardım alık alık Eskişehir’i gösteremezdim. Hakikaten salakmışım. Saçma yazıcam bundan sonra daha eğlenceli oluyor 🙂