medipol mega hastanesi yorumlarım

bağcılar medipol üniversite hastanesi –medipol mega hastanesi- kadın doğum bölümüne yaklaşık 6 hafta kadar devam ettim. doçent doktor suna özdemir’i seçmiştim ilk randevumu alırken, iyi ki de onu seçmişim. çok ama çok memnun kaldım kendisinden. neden derseniz benim gibi “pimpirikli, endişeli ve gergin” bir anne adayını dahi rahatlatabilecek kadar detaylı bilgi veren, açıklayıcı konuşan, soru sorduğunuzda mutlaka cevaplayan iletişimi güzel bir doktor. ki iletişim benim için gerçekten çok çok önemli, özellikle böyle önemli durumlarda. aklımda soru işaretleri bırakıldığında  morali bozulan, karamsarlığa kapılan biriyim bu yüzden biriyle konuşurken sorduğum sorulara eksiksiz ve kaçamak olmayan cevaplar almak isterim. bu isteğimi tam anlamıyla karşıladım seçtiğim hastane ve seçtiğim doktorla. ayrıca çok yumuşak ve esprili bir üslupla konuşan bir insan olması da cabası. bu da ayrı bir rahatlatıcı unsur oldu.

medipol mega hastanesi hakkındaki diğer yazım için lütfen tıklayın

burda anlattığım gibi normal doğuma uygun olduğum için normal doğum niyetiyle yattığım hastaneden sezeryan olarak çıktım. doktorum son dakikaya kadar suni sancı deneme taraftarıydı, normal doğumdan yana olduğu için. eğer %20-%30 başarılı olabileceğini öngördüğü suni sancı tutmazsa sezeryan olursun dedi. (eşimin ve benim sezeryanı son seçenek olarak gördüğümüzü biliyordu) kısacası sezeryanı suni sancının benim üzerimde başarı şansı çok düşük olduğundan boş yere acı çekme riskimin çok olduğundan, o değil, ben istedim. hastane ve doktorlar normal doğum yanlısı bunu özellikle eklemek istiyorum.

gelelim ameliyathaneye. doğumhanelerde çalışanlar hep kadın ancak ameliyathanede erkek çalışanlar da var.. bunu bilmiyordum biraz tedirginlik yaşadım bu yüzden.. yani bağcılar medipolde sezeryan olacaksanız hanımlar bunu göz önünde bulundurmalısınız.. kapıda erkek bir doktor karşıladı ben ve eşimi.. ameliyatımda öğrenci olduğunu zannettiğim bi çocuk vardı. sanırım ben kesilip biçilirken o da izledi. sanırım diyorum çünkü benim karnımdan yukarısında örtü vardı ve doğal olarak aşağıda olup bitenlerden haberim yoktu :p

spinal anestezi taraftarı bir hastane. anestezi uzmanı Pelin çok cici biri. bu arada Pelin’cim plesanta ve diğer gaydırıgubbaklar içimden temizlenirken karnıma bastırıldığında elini sıktığım ve tırnakladığım için affet olur mu  niohoho kızımın göbek adını Pelin koydu kendisi bu arada ehemöhöm spinal anestezi süper bir olay. sezeryanda kesinlikle tavsiye ederim (lokal anestezi probleminiz yoksa) sadece bacaklar ve karın uyuşuyor. birkaç saat içinde de uyuşukluk geçiyor. akşama ayağa kalkıyorsunuz şakşuk en güzel tarafı da bebeğinizi yanınıza getirir getirmez hemen emzirebilmeniz. genel anestezide uyanmak 2-3 saati bulabiliyor bu yüzden bebek aç kalıyor, anne sütünü ilk yarım saatte vermek önemli. gerçi ben ilk yarım saatte dikiliyordum :/ bu yüzden ilk yarım saatte değil ama bebeğim doğduktan 1 saat sonra filan emzirdim. anne bebek dostu bir hastane olduğundan bebeği temizler temizlemez annenin yanına getiriyorlar ve geceleri bebeğiniz yanınızda kalıyor. sadece yıkama yağlama, aşı ve bunun gibi durumlar nedeniyle birbirinden ilgili hemşire ve ebeler yanınızdan kısa süreliğine ayırıyor, o kadar.

medipol mega hastanesi hakkındaki diğer yazım için lütfen tıklayın

medipol mega hastanesi 4. kat kadın doğum bölümündeki hemşire ve ebeler çok çok ilgili. ne sorsanız hemen cevaplıyorlar, ne isteseniz hemen yapmaya gayret ediyorlar. biri gidip biri geliyor odanıza sizinle ve bebeğinizle ilgilenmek için. gece nöbetçi olan kadın doğum doktorları da çok ilgililer. doktorundan, temizlik personeline kadar çalışanları sevdim.

medipol hastanesi 2012 doğum fiyatlarını buraya yazmıştım. fiyatlar “şimdilik” çok ucuz. şimdilik olduğunu nerden biliyorsun derseniz fiyatlandırma bölümünden gökçe hn. ve volkan bey söylemişti. bu hastane oldukça lüks, temiz ve donanımlı bir hastane. eminim hastane oturmaya başladıkça fiyatları yükselecektir. muadil hastanelerde fiyatlar çok çok daha yüksek, buna emin olabilirsiniz.

10.08.2012

canım yavrumu sonunda kucağıma aldığım tarih.. mis gibi cennet kokusunu içime doya doya çektiğim, böyle bir mutluluğu daha önce kimsenin yaşatamadığı; emsalsiz, ulaşılamaz ve o mucizevi an’ı yaşadığım hayatımın en güzel günü..

onu bana ilk gösterdiklerinde.. o pamuk şekeri gibi pespembe ve pürüzsüz tene dokunduğum anda gözlerimden süzülen yaşlara engel olamadım. Rabbime sonsuz şükürler olsun ki böyle bir mutluluğu bana yaşattı..

bağcılar medipol mega hastanesihastahaneden (medipol mega hastanesi) geleli ilk kez laptopumla baş başa kalabiliyorum diyebilirim. ne demek istediğimi yenidoğmuş bebeği olan hanımlar çok iyi anlayacaktır 🙂 yoğunluğa ve lohusalık sürecindeki aşırı duygusallığıma alışmaya çalışıyorum. lohusalık inanılmaz duygusal ve hassas, romantik yapıyor insanı. hamileyken de böyle oluyor diyorlardı ama ben hamileyken bu kadar hassas olduğumu hatırlamıyorum. biraz artan bir duygusallık söz konusu olmuştu ama lohusalığımdaki kadar değil. daha fazla sevgiye, ilgiye ve tabiki ev işlerinde yardıma muhtaç olduğum bir zamandayım..

lohusalık şahsım adına iyi geçiyor ancak iştahım moral bozukluğu yüzünden kesik. sıvı gıdalar tüketebiliyorum, bir dilim ekmek pide vs dahi kolayca yiyemiyorum. daha şimdiden 10 kg verdim. hamile kaldığımda 52 idim, doğuma da 69 ile girmiştim.. ben 60 kalsam diye hayal ederken böyle giderse 52nin de altına düşerim 🙁 iyileşme sürecimin hızlı ilerlediğini düşünüyorum yine de. iyileşme diyorum çünkü ameliyat geçirdim 🙁 normal doğum yapma kriterleri oluşmadı. 42.haftayı 42+ günlere taşımak da riskli olacaktı.

doktorum Suna Özdemir beni ameliyattan bir gün önce gözetim altına aldı ayın 9’unda. o gün biraz doğum sancım gelmişti, belki sancılar düzene girer de hemen suni sancı ile süreci hızlandırıp bebeği doğurturuz diye. ama ne yazık ki o sancılar da bir önceki 4-5 sancı gibi düzensiz sancılardan çıktı. sabah odama girip “hadi çilekli seni alıyoruz suni sancı için” demesin mi? ben daha önce suni sancının hangi şartlarda uygulanmasının sağlıklı olacağını araştıran araştırmacı blogcu bir anne adayı olarak “suni sancı için yeterli açılmam yok sanırım” dedim. elle muayene istedim tekrardan. açılma nerdeyse yoktu. doktor yine de normal doğum için suni sancı vermekte ısrar etti. “tamam ama şu durumda suni sancı verilirse normal doğumun başarı şansı yüzde kaç?” dedim. en fazla %30 demesin mi? yani suni sancı için deneme tahtası görevi üstlenmem, gerekirse epizyotomi kesiklerini ardı arkasına yaptırmam ve bebeğin beklenenden iri ya da ilerlemeyen bir bebek olması durumunda sezeryana alınmam gerekiyordu. anneler önceden sezer derler, özellikle de hamile anne adaylarının sezgisi kuvvetli olurmuş. doktor hep 4 kilodan az olacak dedi. sezeryan sonrası bana dediği “yaparken çekincelerim vardı keyfi mi oldu acaba sezeryan diye ama iyiki de sezeryan oldun bu bebeği suni sancıyla doğuramazdın” böyle demesinin nedeni bebek normalden biraz iri, omuzları ve baş çapı da diğer yenidoğan bebeklere göre geniş..

bir ay önce sezeryan ameliyatıyla doğum yapacağımı bilsem oturup ağlardım. ama şartlar normal doğumu kısıtlayınca, hem kendim hem de bebeğim adına maceraya atılmanın da hiçbir anlamı yoktu. bebeğim adına diyorum çünkü eğer açılmayan ve suni sancının da %30 ihtimal açabileceği doğum kanalında sıkışma riski mevcuttu. böyle bir durumda artık sezeryan da olmuyormuş. direkt vakum! ki vakum benim en çok korktuğum durumdu doğumda. bebek adına ölümcül bir risk.. kendim adına da burda da değindiğim gibi boş yere bir ton “epizyotomi kesiği” ve sonrası sezeryan.. (bu hikayeyi çok duydum da daha önce..) bütün bu risklerden ve çekincelerimden dolayı sezeryan istediğim için çok memnunum. spinal ile sezeryan oldum ve bir günde ayağa kalktım. iki üç gün içinde de normal hayatıma geri döndüm. tabi insan ameliyat oluyor ne de olsa. bu nedenle tam olarak dikişlerim iyileşmeden çok fazla aksiyon da yaşamamaya gayret ediyorum.

yazılacak çok şey var ve paylaşılacak çok fazla duygu.. ancak yeni anne olmuş bir çilekliden blog’una çok fazla vakit ayırmasını artık beklememelisiniz 🙂

not: en kısa zamanda bağcılar medipol mega üniversite hastanesi yorumlarımı sizinle paylaşacağım.

ay menim AYŞEGÜL gızım :)

gel artık minik prensesimşu meşhur 9 ay 10 günü tamamladığım bugünde de katılmadı aramıza benim nazlı minik prensesim 🙂 Adını AYŞEGÜL koyacağımız kızım için, Hira ve Azra isimlerini düşündüm önce. ancak babası benim seçtiğim “kız isimleri listemden” bu ismi beğendi ve evimizde son kararları hep o verdiğinden kızımızın ismi de Ayşegül olarak belirlendi 🙂 Ayşegül Cemre ya da Ayşegül Ceylin olsun dedim ama ı-ıh babamız istemedi. Aslında bu kadar nazlı bir bebek olmasından dolayı Ayşegül Naz da uygun olur dedim ama babasını yine kandıramadım farklı bir isim kombinasyonu konusunda niohoho (iki ismi pek sevmiyor bu yüzden) Tek başına Ayşegül de güzel şahsen benim son bir iki yıldır beğenmeye başladığım ve kulağıma hoş gelen akıcı isimler arasında yer alıyor. Üstelik şirin ve sevimli de hehey

hamilelikte 41.haftaya başlayacağım için heyecanlıyım çünkü minik meleğim sadece %5 bebek gibi 40+lı haftalarda doğacak 🙂 9 ay 10 günü yeterli bulmadı sanırım muahaha Ya da yerini çok sevdi eee annesi ona çoook iyi baktı tabi sevmez mi yerini ehemöhöm 41+6ya kadar yolu var doktorum doçent doktor Suna Özdemir eğer 41. haftada da gelmezse 42.haftaya girmeden doğurtacağız seni dedi brrrr muahaha E artık 42. haftaya kadar doğarsın di mi annecim?

Şuan 40.haftam bitti sabah itibariyle 40+1 oluyor. Şu ana kadar 16 kilo almışım. Bebeğimin kilosu hakkında doktorum ve diğer göründüğüm doktorlar net bir bilgi veremedi ancak en son 3,5 kg gibi bir tahmin geldi doktorumdan. Ama o tahminler herkese aynı söylendiği için ben pek kaale almıyorum, doğruluk payı çok az çünkü.. Bana kalırsa daha büyük bir bebek olacak çünkü bizim ailede 4 kg.dan aşağı doğuran pek yok :/ Eğer 4 kg üzerinde olursa ne olacak çok merak ediyorum, çünkü ben şuan herşey normal seyrettiği için normal doğuma girip bütün o sancıları, ağrıları çekeceğim. Sonra: “bebeğin iri bir bebek, seni sezeryana alıyoruz mecburen” derlerse diye çok korkuyorum hönk