blog röportajım :)

CeSu tarafından başlatılan blog röportajı mimiyle mimlenmiştim. Şarköy tatilim esnasında hazır kocamın da keyfi yerindeyken cevaplayıvereyim dedim :p 

çanakkale sahili

Bu arada yazlık maceramızın yanında geçen Perşembe günü Çanakkale’yede gittik 2009’dan sonra 2. kez yine.

Bu seferki Çanakkele gezimizde kardeşim de vardı yanımızda 🙂 çanakkale alçıtepe

Ay sonu askere gidecek kardeşim, askere gitmeden Çanakkale’nin manevi havasını o da solumuş oldu.  Daha önceki Çanakkale gezimizin yazısı ve fotoğrafları için bir buraya tık tık, bir buraya tık tık. İstanbul’a dönüşümüz Allah kısmet ederse yarın.

Şimdi evet mime geçeyim :p

1. Blog deyince aklına ne geliyor? el-cevap: güncel konulara dair içimdeki düşünceleri yazmak geliyor.

2.  Sence bloglarda en çok neler paylaşılıyor? el-cevap: düşünceler.

3. Paylaşımda bir sınır olmalı mı? el-cevap: e herhalde yani. mahremiyete dikkat edilmeli.

4. Sence neyi paylaşırsa bir insan aşırıya kaçmış olur? el-cevap: başkalarının bilmemesi gereken şeyleri yazınca.

5. Blog yazsaydın ismi ne olurdu ve hangi konularda yazardın? el-cevap: bilinmeyen bölge-mr.paradise…. (zaten önceden bu blog adıyla ve bu nickle yazıyordu) siyasetle ilgili yazardım.

6. Benim blog yazarlığım hakkında ne düşünüyorsun? el-cevap: etkileyici (burda gülüyor :p) güzel aşkım, detaylarla dolu bir blog.

7. Blogumu takip ediyor musun, itiraf et :p ? el-cevap: tabiki ediyorum.

8. Bloguma 10 üzerinden kaç puan verirsin ve gelecek için bana tavsiyelerin nelerdir? el-cevap: 10 üzerinden 9. siyasetle ve ülke gündemiyle alakalı daha fazla yazı yazabilirsin.

sümela manastırı (meryemana)

Giresun tatilimizin 5.gününde Trabzon Sümela Manastırına gittik kocamla birlikte yollarda havanın da etkisiyle tabir yerindeyse coşa coşa. çok güzel bir gündü, hava güzeldi, manzara güzeldi, dönüşte girdiğimiz yol üstü lezzet durağı Trabzon Beşikdüzü’ndeki mavi kıyı restaurant güzeldi. herşey iyiydi yani 🙂 o kadar sıcak olmasına rağmen dağın tepesi karla kaplıydı, hadi tepeler neyse de, sümela manastırına çıkan patika yolda da kartopu oynadık :p o derece kar kalmıştı kıyılarda köşelerde.. manastıra giderken beni en çok mest eden şey; zigana dağlarının arasından akıp giden şelalemsi görüntü ve derenin o çağlayan sesiydi..

Trabzonda gezilecek en iyi yerlerden biri olan Sümela manastırı yani diğer adıyla “meryem ana manastırı” Trabzon Maçka Altındere köyü, Altındere milli parkı içinde. milli parka girerken 10 lira bayıldık, Sümela müze olarak geçtiğinden manastıra giriş ücreti de kelle başı 8 lira ödedik. manastırı çok fazla gezemiyorsunuz, çünkü birçok bölümü ziyarete kapalı “tadilat nedeniyle” (…) bence freskleri ve duvarların tarihi dokusunu koruyamadıklarından bunu yapıyorlar ya, neyyyse.. gezebildiğimiz tavanı ve duvarları freskli olan yapının içi de dışı da heryeri türk isimleriyle dolu! ülkem insanı özenle kazımış bu nadide mekanı :p

Sümela manastrının içini gezerken kameraya almak aklıma gelmedi, izin verildiği gibi flaşsız çekim yaptım iç kısımlarda sadece. ama aşağı inen merdivenlerden yürüyüp Sümela manastırının dıştan görünen gizemli yüzünü farkettiğimde sümelanın çevresini sizler için kameraya almaya çalıştım.

Trabzon-Sümela Manastırı/ Meryem Ana (sumela monastery) from cileklisut on Vimeo.

ve bunlar da giresundan trabzona giderken, sümela manastırında, manastır çevresinde ve trabzondan giresuna dönerken çektiğim fotoğraflardan birkaçı..

Giresun seyahatimiz :)

sabah saat 7’den akşam 20:20 sularına kadar yoldaydık kocamla birlikte. Giresun’a kendi arabamızla gittik iyi de oldu önde bunaldıkça arkaya attım kendimi, kocam sağolsun arkaya pufidik bi yatak kurmuş bana koltukta şiş göbeğim kasıldıkça arkada uzandım. kocamın tabiriyle “patlayan domatesler” yani cherry domatesler, çıtır çengelköy salatalıkları, peynir, zeytin ve diğer yiyecekler de seyahatimizin mütevazi yollukları oldu, yolculuğumuz piknik tadında geçti  muahaha yola çıktığımız c.tesi gününün güneşli olması harikaydı, hava güzel olmasa bu kadar uzun bir yol çekilmezdi doğrusu..

misafir kaldığımız ev uzaktan bir akrabamızın evi, Giresun ile tek bağlantımız da onlar, Giresun’lu birkaç komşumuz dışında. Ben Kastamonu, kocam Trabzon’lu ama biz Giresun’dayız memleketimiz burası gibi sanki muahaha bulunduğumuz köy baya güzel, Giresun sahiline bakıyor aynı zamanda fındık ve meyve ağaçları içinde bir bahçeli malikanede misafiriz şuan muahaha malikane diyorum çünkü bizim kaldığımız ev doublex ve son derece lüks bir ev. hele de bir köy eviyle kıyas edince malikane demek haksızlık olmuyor muahaha

 öğle yemeğinde; daha sabahleyin karadenizin serin sularından toplanan mezgit balıklarını mideye indirdim, aynı zamanda kocam ve ablasının kaldığımız malikanenin niohoho bahçesinden topladığı ısırgan otlarından yapılan yemekten de tattım. tattım diyorum çünkü alışık olmadığım bir lezzet niohoho dolayısıyla birkaç kaşık alarak balıklara ağırlık verdim yemekte ehemöhöm tamam çok yararlı ve kanseri engelleyen bir bitki bu ısırgan otu, türlü türlü faydası da var, ancak; taptazecik balık kızartması varken ısırgan mı yenir yaw allasen niohoho

Giresun’dan şimdlik bu kadar, fotoğrafları sanırım eve dönünce eklerim. cep telefonumu laptop’ımda modem olarak kullanıyorum telefon hattımın internet paketi aboneliği sayesinde. evdeki ttnet internet hattına yavaş diyorduk ama bu avea internet paketi bağlantı hızı beni çileden çıkartıyor, aşırı yavaş muahaha sadece bir haftalık pakete ihtiyaç duyduğumdan avea jet almadım sanırım o daha hızlıymış, ama dediğim gibi çok fazla ihtiyacım yok internete mobil olarak veya seyahatte laptopa ihtiyaç duymuyorum. Zaten birkaç gün sonra dönücem evime inşallah, ne gerek var dedim. şuanda da işimi görüyor gibi, çok fazla girmiyoruz zaten nete. ama yola çıkmadan iyiki aklıma gelmiş, iyi oldu canım sıkıldıkça telefonu usb’den laptopa bağlıyorum açıyorum cebimin internetini bağlanıyorum nete, ilk denememde başarılı oldum neyseki :p internet hattı çok ağır da olsa sanırım internetsiz bir hafta çok sıkıcı geçerdi..