Melekler Bunları Niye Korusun?

Geçmişte, günümüzde ve Allah bilir ama muhtemelen gelecekte de devam edecek olan (tarih tekerrürden ibarettir) bir talihsizlik; İslam ve İslami emirler ile dalga geçme durumu. Yani öylesine aptal ve cahil ki bu insanlar, geçmişlerine bakıpta ibret almak yerine geçmişte helak olan nasipsizlerin yolundan gitme hevesindeler. Ve bu aptallığın adına da “aydın ve modern olmak” ismini takmışlar. Geçmişte binlerce yıl önce de modern olan insanlar vardı, evet gerici dediğiniz müslümanlar da o zamandan gelme ama modern dediğiniz karakterde insanlar da vardı yüzlerce, binlerce yıl önce. Mesela bir örnek, çıplaklar kampında taş kesilen İtalyan Pompei halkı. Onlar da öyle moderndiler ki (!) başlarına musallat olan bir bela ile bir anda helak oldular. Kime kafa tuttuğunuza dikkat edin, Allah’ın sevgisi de şiddeti de çok büyüktür. Birazcık da olsa “inanmasanız ve yapmak istemeseniz bile” dini değerlere saygılı olun, O’nun azabını üzerinize çekmeyin.

Bunları neden mi anlatıyorum, blogcu tayfasından duyarlı bir arkadaşım geçen haftaki “melekler korusun” adlı diziyi izlerken, bölümün sonlarına doğru bir sahnede dini nikah ile dalga geçildiğini, dinimizce önemli olan bir konunun nasılda şerefsizce hafife alındığını not düştü geçen gün. O diziyi seyretmiyorum ama söyledikleri dikkatimi çekti, dizinin o bölümünün son sahnelerini izledim. Dediği kadar varmış dedim içimden. Peygamber efendimizi aşağılık bir şekilde karikatürize eden o adi herif geldi aklıma, bunlar da o tiplerin yumuşatılmış Türkiye versiyonu.

Toplumumuz artık öyle liberalleşti ki, hamile kalmadan evlenmiyor dizilerdeki kızlar! Bu da ayrı bir dikkatimi çeken mevzu, eklemek istedim. Dizilerdeki aileler Türk aileleri mi? çok merak ediyorum, hayır öyleyse biz toplum olarak resmen kafirleşmişiz de!

Gelinin süt nine dediği kadın adettendir(!) diyerek düğün öncesi bir imam bulup getirir dini nikah kıydırmalarını beklemektedir. Gelin bir çıldırır bir çıldırır ki sormayın. Gelinin kanka arkadaşlarında da garip garip kaş göz işaretleri alaycı bakışlar. Malum kızlarımız liberal yetiştirilmiş ya hani, onlar ne yapsın aileden öyle görmüşler. Çocukken din; gericilik, hocalar hacılar tesettürlüler; öcü diye öğretilmiş, tabiki haliyle de böyle olacak. İslam’a saygılı olmasını bekleyemezsiniz böyle yetiştirdiğiniz birinin. Modern(!) kızımız ne o öyle kara cahiller gibi “hoca/imam nikahı (!)”  filan havasında. Modernlik; dini ve manevi değerlere ağız burun kıvırmak mıdır sizce de? Hayır modernlik buysa ben almayacağım da o bakımdan! Hesapta bizlere dini nikahın hiçte coolllll olmayan bir şey olduğunu empoze ettiler yani. Vay bee biz de yedik hemen. Şimdi burda dini nikah İslam’da var mıdır ya da resmi nikah varken dini nikah gerekli midir polemiğine girmicem. Bunları güvenilir bir İslami kitap (ilmihal, hadis kitapları) okuyarak zaten öğrenebilirsiniz. Ordaki imamı da moronlar familyasından özenle seçmişler sanki. Hani bütün müslümanlar gerici ve kültürsüz ya, adam iki lafı bir araya getirip konuşamıyor. İmam işte n’olucak gerici, yobaz, örümcek kafalı herif! Öyle güzel içine ettiler ki dini nikah’ın gerekliliği olayını, kendilerine saygısızlıkla oha çüş diyorum.

Şimdi söyleyin bana, nurdan yaratılan ve Allah’ın sevdikleri harici kimseyi sevmeyen, Allah’ın dilemesi dışında kimseye dua edemeyen ve kimseyi koruyamayan masum melekler, bu şeytanlaşmış insanları nasıl korusun?

NOT: RTÜK’e şikayet edelim.

Aşk-ı Memnu'da Müthiş Final: "Her Canlı Ölümü Tadacaktır"

Aşk-ı Memnu dizisine takıldım bu gece zaplarken, malum bugün meşhur veda finali vardı ve ben de aşkı memnu kitabını okumuş ve dizinin baştan bir kaç bölümünü izlemiş biri olarak merak ettim ne olacak bakalım Bihter’e diye 😛 Dizinin bir çok yeri sulandırılmış (günümüze uyarlanmış :P) ve kitapta belirgin olarak görülen “ahlaksızlık” kavramı dizide “aşk“a dönüştürülmüş (ya da aşk olarak sevimli(!) gösterilmeye çalışılmış) olsa da, veda finalindeki son kitaba sadık kalınarak hazırlanmış. Takdir ettim 😛

Açıkçası” benim gibi” bir Yengeç burcu için fazla ağır ve duygusal bir veda bölümüydü. Oldukça derin duygularla söylenen cümleler vardı ve bu beni baya etkiledi. Dizinin tamamını izleyemedim sadece Bihter’in silahı kalbine dayadığı sahneyi ve ondan sonrasını izleyebildim. Ama izlediğim o bir kaç dakikada, 79 bölümlük “zina, entrika, yalan ve ihanet” dolu o diziyi aklayan bir cümleye takıldı gözüm.. “Her canlı ölümü tadacaktır” .. Bihter’in tabutundaki cümle.. Ve tabi birde o saltanatlı devlet gibi duruşuyla tüm dünyaya hükmedecekmiş gibi duran hatun Firdevs hanımın felç geçirmiş hali. Tüm bunlar, “anlayabilenler için” şimdiye kadar yapılanların sevimli ve güzel değil, aptalca ve çok çirkin olduğunu ifade etti cümlelere dökülmese de. Bir eli yağda bir eli balda yaşarken, her istediğini alıp her istediğini yapabilirken bir insan, yaptığı hatalar ve adım attığı çirkin yollar yüzünden renkli görünen (renkli demiyorum dikkat ederseniz) bir hayatın arkasından nasıl “bir anda” hiç olabiliyor, en çokta bunu gösterdi aslında.

“Ne ekersen onu biçersin” .. Ne doğru bir laf..

Dizi değil mübarek, anlayabilene ve ders alabilene tefekkür hazinesi bu son bölüm adeta. Ağzını bir karış açıp Bihter’e ya da Behlül’e hayran hayran bakanların bu sonucu çıkarmalarını bekleyemem tabi, o ayrı 🙂

Beşir Adnan beye herşeyi anlattığında gayri ihtiyari sarfettiğim cümle: “Ohh yaa sonundaa!!”

sonradan eklenen not: yalnız şunu da paylaşmadan edemiyorum, az önce bu yazıyı yayınladıktan sonra yazının altındaki etiketlere bakıyordum google adsense reklamı gözüme takıldı. aşkı memnu ile ilgili yazdığım bu yazının altında bakın hangi google adsense reklamı çıkmış muahaha

aşkı memnu yazısında çıkan google adsense reklamı

Yorumsuz 😀

Aşk-ı Memnu’nun Sömürgeci Aşıkları Bihter ve Behlül

Aşk-ı Memnu dizisi başlarda (aslında her dizide olduğu gibi bu diziyi de 3-4 bölüm sonra takip etmeye başlamıştım) ilgiyle takip ettiğim sonra hiç bir diziye bağlı ve sadakatli davranamadığımdan mıdır nedir sıkılıp ve hatta dönen entrikaların adiliğinden “tiksinip” izlemeyi bıraktığım bir kanal D dizisi. Ha bu kanal adını veriyorum ama, zaten okuyanların büyük bi çoğunluğu bu dizinin hangi kanalda oynadığını bilir, malum kadın kısmına da erkek kısmına da hitap eden sahneler mevcut Blogcu arkadaşlarda sağolsun bangır bangır bağrındılar bir çok kez, bu dizinin Türk halkının ahlakını ve ilişkilerini bozmaya yönelik, karanlık kafaların özel çalışmalarıyla oturup yazılmış bir dizi olduğunu. Ahanda misal Pervane diyo  t.u.b.a diyo ben mi diyorum cıx cıx.. Onlara tüm kalbimle katılmakla beraber ben işin magazin boyutuna değinicem sanırım

Annem.. Yaprak dökümü hastasıdır kendisi. Ben de gece atıştırmalarımdan birini yaparken: “yemekle PC başına gitmeyeyim yine klavyeye dökülür” diyerekten 5 dk.lığına eski yavuklum yaprak dökümünün başına oturdum ama reklam çıktı Ben şappur puppur mantı götürürken (bu arada saat gecenin 10.30′u..bakar mısınız ne kadar sağlıklı (!) besleniyorum ıhıhıh) zınk diye yaprak dökümünün hard core versiyonu “aşk-ı memnu” zıpladı ekrana. E ekran bu, kafasına göre estiriyor ne isterse bi anda onu çıkartıveriyor o yüzden aklı başında uzmanlar demiyor boşuna “ekran size hükmetmesin, siz ekrana hükmedin fazla TV izlemeyin” diye..

Aşk-ı Memnu dizisinin yeni bölümünün fragmanında Bihter ve Behlül yine gizliden gizliye iş bitiriyor, alkolik Bihter içip içip yine Behlül’e taciz telefonları açıyor, bu arada Nihal dedektifliğe soyunmuş ve Bihter’in karizmatik olmasına karizmatik ama hala bi naneyi anlayamayan salak kocası “ortada büyük bi yalan dönüyor sanırım” diyerek filan büyük bir zekayla (!) çıkıyor sahneye. Bilindik replikler, bilindik kovalamaca filan pığss.. Sıktı, baydı dicem aşk-ı memnu severler atlicak üstüme şimdi 😛 Yok ben öyle demim o zaman da şöyle diyeyim, şimdi bu Behlül ve Bihter’i gerçek hayatta varsaysak..

Bi kere O Bihter’in güzel kaşını, gözünü, saçını, başını itinayla bir güzel oymak ve de yolmak farz abicim. Ya O’nu yoldan çıkartıp sonra Bihter peşinden koşuyormuş havalarına giren Behlül beye ne demeli? Onun da önce o sarı kıvırcık saçlarını cımbızla tek tek pıt pıt alıcaksın koca kafasından, sonra leylek bacaklarını kalça kısmından koparacaksın, hatta koparmışken tüm bel altını toptan koparacaksın, ki, zaten işlerin bu kadar iğrençleşmesi bu kadar entrikalar dönmesine neden sadece Behlül’ün bel altıdır, başka da bi b.k değil.. Aşkmış ahahaha güleyim bari.. Yani.. Gerçeğe indirgemek bu işte sevgili okuyucu, onların arasında aşk maşk yok, onların tek derdi sadece “bel altı doyurgaçlığı”.. O sömürdükleri adamcağızın (valla adını unuttum şimdi Bihter’in karizmatik ama salak kocası diyeyim yine) parası olmasa altlarındaki fiyakalı arabalar, gittikleri spor salonları, yedikleri içtikleri zıkkımlar olmasa he? Kim ödeyecek bunları? Tut kolundan sokağa at bunları ne aşk kalır ne karizmaları anasını satayım.. Koca ve amca parasıyla dünyaya kafa tutan gerzek ikili.. Aşkmış ahaha bak yine gülüyorum. O kadar param olsun eşeğe bile aşık olurum, dermişim. Rahat bu batar mı batar.. Gerçek aşk bu kadar basit mi ya? O yüzden kitabın değiştiremem ama dizinin adını değiştiriyorum, dizinin benim gözümdeki adı: ”Şehv-i Memnu

Hadi ordan şehvani iblisler sizi! Aşkmış, PEHHH!!!