İzlediğim Filmlerden

Uzun zamandır izlediğim filmleri yazmamışım hazır kardeşimin laptopu boş bulmuşken tavsiye ve men babında bir kaç not aktarmak istedim sinema filmleri konusunda. Neden kardeşimin laptoptayım? Benim PC dana gibi, o yüzden. Servis yolu göründü kendisine.

Body Of Lies-Yalanlar Üstüne Filmi

Leonardo DiCaprio ve Russell Crowe oynuyor başrollerde. Yine bol ajanlı, hareketli, patlamalı yani kımıl kımıl bir Amerikan filmi karşınızda. Irak’ın içine eden Amerikan ajanlarından ve Amerikan yalanlarından bahseden bir film. Bu tür filmler çok iyi gazını alıyor insanın bu yüzden Amerika arada bir kendini yeren filmler yapmaktan kaçınmıyor. Kurnaz bir ülke vesselam. Filme dönecek olursam gayet iyiydi baştan sona izletti bize kendini.

Prestige-Prestij Filmi

Hugh Jackman, Christina Bale, Scarlett Johansson, Michael Caine gibi oyuncular başrolde. Daha önce de izlediğim bu film bence dört dörtlük. Oldukça gizemli ve sürükleyici. Tavsiye ederim.

Slumdog Millionare-Kenar Mahalle Milyoneri

8 Oscar ödülü alan bu Hint filminde ara ara bolca Amerika övülmüş, Oscarlar peş peşe gelmiş neticesinde. Ahım şahım bir film değildi bana kalırsa. Yani 8 Oscar alacak ne var bu filmde dedirtiyor insana. Aradaki Amerikan propagandasının hatrına tahminimiz doğru galiba. Bu arada onca herifin altına yatmış bir kızın peşinden en saf ve temiz duygularıyla koşan o milyoner çocuğa da pes demekten kendimi alamıyorum. Başka kız mı kalmamıştı sana be oglim? Abinle bile aganigi yaptı be nasıl bi saflık, nasıl bi aşk bu? Mide bulandırıcı.. Milyoner olan çocuğun saflığı ve temiz yüreğinden gelen muazzam gücü etkileyici ve duygulandırıcıydı. Filmi bütün olarak değerlendirince iyi bir filmdi ama. Tavsiye olunur.

Güneşi Gördüm Filmi

Mahsun Kırmızıgül imzalı bu filmde Mahsun Kırmızıgül, Ali Sürmeli, Altan Erkekli, Demet Avgar, Deniz Oral gibi profosyonel oyuncular oynuyor. Filmin eski Yeşilçam Türk filmlerindeki gibi ağırlaştırılmış koşma sahneleri hafiften komik gelse de yine de o sahnelerde bile ağladım. Çok ama çok güzel bir filmdi. Sadece takıldığım tek nokta; transeksüelliğe gereksiz bir sempati gösterisi sunmaya çalışmaları oldu. Bu sahneler mide bulandırıcıydı. Resmen homoseksüellik ve transeksüellik sanki doğalmış, hatta bir ihtiyaçmış gibi lanse ediliyordu o sahnelerde.. Ama film bütün olarak dehşet güzeldi. Mahsun Kırmızıgül’ü kutluyorum. Yalnız bu filmi izleyecekseniz bi paket mendili yanınızda hazır bulundurun.

The Punisher-İnfazcı

John Travolta ve Tom Jane’in başrollerini paylaştığı bu film sürükleyici, hareketli ve akıcıydı. John Travolta’nın sonu çok sefilce ve basit oldu ama filmin kurgusunu çok beğendim. Tavsiye olunur.

Mustafa Belgeseli

Can Dündar’ın Mustafa belgeselini bir vesile izledim sonunda.  Tartışıldığı kadar varmış dedim, Kemalist “putperestler” tarafından beğenilmemesi çok normal, çünkü; tapındıkları putun (Atatürk’ün) de etten, kemikten ve türlü zayıflıklardan (içki, her gece eğlence alemi, kadın gibi zaaflardan) vücuda gelmiş en az bizler kadar aciz bir insan olduğunu tüm çıplaklığıyla anlatmış Can Dündar. Belgesel objektif olur zaten öyle değil mi.. Ne bekliyorlardı ki daha fazla? Uçan ya da parmağını şıklatarak havada havai fişekler patlatan süpermen bir Atatürk’tü sanırım bekledikleri. Komik insanlar yaa..

Belgesel oldukça objektif, Atatürk’ün hem güçlü hem de güçsüz ve hatalı yanları ele alınmış, ancak tüm bunlar; yorumsuz ve sadece “anlayabilenin anlayabileceği bir biçimde” işlenmiş. -arada siyasi duruşunu yansıtan minik yorumları vardı ama, gözümden kaçmadı 🙂 %80 +/- 5 objektif diyebilirim yinede..

Can Dündar’ı tebrik ediyorum hiç sıkılmadan izlediğim belgesellerden biriydi, Gelibolu belgeselinden çok daha iyiydi bence..

Darbe Şakşakçılarının Trajikomik Geğirtileri

1960′lı yılları tanımam etmem, malum 82 doğumluyum, ama 82 doğumluyum diye de daha bir kaç on yıl önceki yakın geçmiş tarihime de yabancı kalamam.

Adnan Menderes adında bir başbakanı asmış, süper vali Recep Yazıcıoğlu gibi mütevazilik, dobralık ve cesaretlilik abidesi bir valinin öldürülmesini önleyememiş vb. saygıdeğer kişileri el üstünde baş tacı edeceği, koruyacağı yerde; hain ve kanlı ellerle, örümceklenmiş dinazor bir beyne sahip kişilere emanet etmiş bir milletiz biz. Ve bu rezilliklerin, ayıpların sebebi olan kişilere alkış tutabilenlerin olduğu geri zekalı bir toplumuz. (aklı kıt olmayanları tenzih ederim)

60 darbesinin getirdikleri gibi utanç dolu ve Türk tarihine kocaman bir kara leke bulaştırmış tüm kişileri kınıyor hepsinden nefret ettiğimi blog’um vasıtasıyla haykırıyorum. Onlara alkış tutanları da inanmadıkları Allah’a havale ediyorum. Çav bella kadar taş düşsün hepinizin başına darbeci vatan haini mahlukatlar.

Bu da konuyla ilgili sevgilimin yazısı.

NOT: Türk sinemacılarının ve Türk oyuncularının solculuk propagandası yapmaktan fırsat buldukları bir an olursa, bu konuyla alakalı da bir sinema filmi çevirmesini bekliyoruz (daha çok bekleriz!)