Ya şimdi benim anlamadığım ne biliyor musunuz? Bu Bihter “Fatmagül’ün suçu ne?” adlı dizide yine karşımızda ya, (yani Beren Saat) şimdi bazı arkadaşlar diyor ki: “ıyy o kadından tiksiniyorum, iğrenç mahluk ööğkk, onun filmlerini asla izlemem” bıdı bıdı vik vik filan. Bunu söylemelerinin nedeni de Aşk-ı Memnu dizisinde ve oynadığı bazı sinema filmlerindeki ofsayt sahneleri. Tamam anlıyorum bu vatandaşları hak da veriyorum zaten doğrusunu söylemek gerekirse. Ama peki ya aynı vatandaşların Kıvanç Tatlıtuğ’u gördüklerinde ağızlarından salyalar aka aka iç geçire geçire hayranlıkla ve büyük bir “iştahla” izlemelerine ne dersiniz? Diğeri midelerini kaldırıyor ama Kıvanç (nam-ı diğer Behlül) o kadar temiz ki iştah açıyor (…) Ben O’nu merak ediyorum. E arkadaş madem sen sevişen elemandan tiksiniyorsun, bu Behlül sütten çıkmış ak kaşık mı? Dizilerinde/filmlerinde ofsayt pozisyondan geçilmiyor. Haaa ama kadın yapınca iğrenç erkek yapınca elinin kiri mi? Asıl siz iğrençsiniz yaa bu ne menem SALAK bi mentalitedir hala çözemedim. İRONİK.
Etiket arşivi: aşk-ı memnu behlül
Aşk-ı Memnu'da Müthiş Final: "Her Canlı Ölümü Tadacaktır"
Aşk-ı Memnu dizisine takıldım bu gece zaplarken, malum bugün meşhur veda finali vardı ve ben de aşkı memnu kitabını okumuş ve dizinin baştan bir kaç bölümünü izlemiş biri olarak merak ettim ne olacak bakalım Bihter’e diye 😛 Dizinin bir çok yeri sulandırılmış (günümüze uyarlanmış :P) ve kitapta belirgin olarak görülen “ahlaksızlık” kavramı dizide “aşk“a dönüştürülmüş (ya da aşk olarak sevimli(!) gösterilmeye çalışılmış) olsa da, veda finalindeki son kitaba sadık kalınarak hazırlanmış. Takdir ettim 😛
Açıkçası” benim gibi” bir Yengeç burcu için fazla ağır ve duygusal bir veda bölümüydü. Oldukça derin duygularla söylenen cümleler vardı ve bu beni baya etkiledi. Dizinin tamamını izleyemedim sadece Bihter’in silahı kalbine dayadığı sahneyi ve ondan sonrasını izleyebildim. Ama izlediğim o bir kaç dakikada, 79 bölümlük “zina, entrika, yalan ve ihanet” dolu o diziyi aklayan bir cümleye takıldı gözüm.. “Her canlı ölümü tadacaktır” .. Bihter’in tabutundaki cümle.. Ve tabi birde o saltanatlı devlet gibi duruşuyla tüm dünyaya hükmedecekmiş gibi duran hatun Firdevs hanımın felç geçirmiş hali. Tüm bunlar, “anlayabilenler için” şimdiye kadar yapılanların sevimli ve güzel değil, aptalca ve çok çirkin olduğunu ifade etti cümlelere dökülmese de. Bir eli yağda bir eli balda yaşarken, her istediğini alıp her istediğini yapabilirken bir insan, yaptığı hatalar ve adım attığı çirkin yollar yüzünden renkli görünen (renkli demiyorum dikkat ederseniz) bir hayatın arkasından nasıl “bir anda” hiç olabiliyor, en çokta bunu gösterdi aslında.
“Ne ekersen onu biçersin” .. Ne doğru bir laf..
Dizi değil mübarek, anlayabilene ve ders alabilene tefekkür hazinesi bu son bölüm adeta. Ağzını bir karış açıp Bihter’e ya da Behlül’e hayran hayran bakanların bu sonucu çıkarmalarını bekleyemem tabi, o ayrı 🙂
Beşir Adnan beye herşeyi anlattığında gayri ihtiyari sarfettiğim cümle: “Ohh yaa sonundaa!!”
sonradan eklenen not: yalnız şunu da paylaşmadan edemiyorum, az önce bu yazıyı yayınladıktan sonra yazının altındaki etiketlere bakıyordum google adsense reklamı gözüme takıldı. aşkı memnu ile ilgili yazdığım bu yazının altında bakın hangi google adsense reklamı çıkmış muahaha
Yorumsuz 😀
Aşk-ı Memnu’nun Sömürgeci Aşıkları Bihter ve Behlül
Aşk-ı Memnu dizisi başlarda (aslında her dizide olduğu gibi bu diziyi de 3-4 bölüm sonra takip etmeye başlamıştım) ilgiyle takip ettiğim sonra hiç bir diziye bağlı ve sadakatli davranamadığımdan mıdır nedir sıkılıp ve hatta dönen entrikaların adiliğinden “tiksinip” izlemeyi bıraktığım bir kanal D dizisi. Ha bu kanal adını veriyorum ama, zaten okuyanların büyük bi çoğunluğu bu dizinin hangi kanalda oynadığını bilir, malum kadın kısmına da erkek kısmına da hitap eden sahneler mevcut Blogcu arkadaşlarda sağolsun bangır bangır bağrındılar bir çok kez, bu dizinin Türk halkının ahlakını ve ilişkilerini bozmaya yönelik, karanlık kafaların özel çalışmalarıyla oturup yazılmış bir dizi olduğunu. Ahanda misal Pervane diyo t.u.b.a diyo ben mi diyorum cıx cıx.. Onlara tüm kalbimle katılmakla beraber ben işin magazin boyutuna değinicem sanırım
Annem.. Yaprak dökümü hastasıdır kendisi. Ben de gece atıştırmalarımdan birini yaparken: “yemekle PC başına gitmeyeyim yine klavyeye dökülür” diyerekten 5 dk.lığına eski yavuklum yaprak dökümünün başına oturdum ama reklam çıktı Ben şappur puppur mantı götürürken (bu arada saat gecenin 10.30′u..bakar mısınız ne kadar sağlıklı (!) besleniyorum ıhıhıh) zınk diye yaprak dökümünün hard core versiyonu “aşk-ı memnu” zıpladı ekrana. E ekran bu, kafasına göre estiriyor ne isterse bi anda onu çıkartıveriyor o yüzden aklı başında uzmanlar demiyor boşuna “ekran size hükmetmesin, siz ekrana hükmedin fazla TV izlemeyin” diye..
Aşk-ı Memnu dizisinin yeni bölümünün fragmanında Bihter ve Behlül yine gizliden gizliye iş bitiriyor, alkolik Bihter içip içip yine Behlül’e taciz telefonları açıyor, bu arada Nihal dedektifliğe soyunmuş ve Bihter’in karizmatik olmasına karizmatik ama hala bi naneyi anlayamayan salak kocası “ortada büyük bi yalan dönüyor sanırım” diyerek filan büyük bir zekayla (!) çıkıyor sahneye. Bilindik replikler, bilindik kovalamaca filan pığss.. Sıktı, baydı dicem aşk-ı memnu severler atlicak üstüme şimdi 😛 Yok ben öyle demim o zaman da şöyle diyeyim, şimdi bu Behlül ve Bihter’i gerçek hayatta varsaysak..
Bi kere O Bihter’in güzel kaşını, gözünü, saçını, başını itinayla bir güzel oymak ve de yolmak farz abicim. Ya O’nu yoldan çıkartıp sonra Bihter peşinden koşuyormuş havalarına giren Behlül beye ne demeli? Onun da önce o sarı kıvırcık saçlarını cımbızla tek tek pıt pıt alıcaksın koca kafasından, sonra leylek bacaklarını kalça kısmından koparacaksın, hatta koparmışken tüm bel altını toptan koparacaksın, ki, zaten işlerin bu kadar iğrençleşmesi bu kadar entrikalar dönmesine neden sadece Behlül’ün bel altıdır, başka da bi b.k değil.. Aşkmış ahahaha güleyim bari.. Yani.. Gerçeğe indirgemek bu işte sevgili okuyucu, onların arasında aşk maşk yok, onların tek derdi sadece “bel altı doyurgaçlığı”.. O sömürdükleri adamcağızın (valla adını unuttum şimdi Bihter’in karizmatik ama salak kocası diyeyim yine) parası olmasa altlarındaki fiyakalı arabalar, gittikleri spor salonları, yedikleri içtikleri zıkkımlar olmasa he? Kim ödeyecek bunları? Tut kolundan sokağa at bunları ne aşk kalır ne karizmaları anasını satayım.. Koca ve amca parasıyla dünyaya kafa tutan gerzek ikili.. Aşkmış ahaha bak yine gülüyorum. O kadar param olsun eşeğe bile aşık olurum, dermişim. Rahat bu batar mı batar.. Gerçek aşk bu kadar basit mi ya? O yüzden kitabın değiştiremem ama dizinin adını değiştiriyorum, dizinin benim gözümdeki adı: ”Şehv-i Memnu”
Hadi ordan şehvani iblisler sizi! Aşkmış, PEHHH!!!