Aslında bu tür konuları yazmaktan fellik fellik kaçıyorum çünkü yazarken bile sinir krizleri geçiriyorum bu tür ahlaksızlık abidesi sahtekar olayları ve kişileri anınca! Oldum olası nefret ettim böyle iki yüzlü, sahtekar, yalancı ve şerefsiz tiplerden. Kim severki zaten değil mi? Aklı olan kim severki böylelerini..
Babam yine kendini aşmış dün Yeni Şafak gazetesi almış :pPp kendisi bi gün Hürriyet, bi gün Sabah, bi gün Radikal, Posta, Zaman, Vakit vs. karışık takılan biridir de (bazen hepsini birden aldığı da görülür) Gazete okumuyodum ne zamandır (internetten takip ediyorum haberleri) bugün elime aldım gazeteyi (gündemi geriden takip ediyorum) bi göz gezdireyim diye (bu gazeteyi seviyorum, diğer gazetelerin bi tarafları yemediği için yayınla(ya)madığı gerçekler var çünkü) Manşet bildik bir konu ama bir çok kişi bunu bilmediğinden burda değinmek istedim. Bloğumu hep gereksiz ayrıntılarla doldurmaktan sıkıldım çünkü.
Manşet şu: “FADİME TELEKIZ, KALKANCI ALKOLİKTİ” Yeni Şafak 28 Şubat’a zemin hazırlayan Ergenekon tezgahını açıklıyor (Ergenekon’un pis elinin uzanmadığı yer de kalmamış görüldüğü gibi) Fadime Şahin, Müslüm Gündüz ve Ali-Emre Kalkancı skandalları, yapılan gizli toplantılarda planlandı. İşte 11 yıl sonra gelen itiraflar…
‘İrtica’ yaygarasıyla dindar insanları karalayarak 28 Şubat darbesine zemin hazırlamak üzere kurulan kirli tezgah yıllar sonra aydınlandı. Yeni Şafak’a konuşan gizli bir tanık, dönemin çirkin senaryolarını tüm açıklığıyla anlattı.
Refahyol hükümetini düşürmek üzere birbiri ardına patlatılan skandallar konu mankenleriyle üretilmişti. 28 Şubat’ın figüranlarından FADİME ŞAHİN bir PAVYONDA çalışıyordu!! Sahte şeyh ALİ KANKANCI ise işsiz bir alkolikti!!
Ve bu özel haber 1. sayfa ile 11. sayfada akıp gider.. Dünkü gazetedir arasanız da bulamazsınız diyerek gazetedeki haberin ilgili kısımlarının resmini çektim. Buyrun efenim (resimlerin üstüne tıklayın açılan sayfada bir daha üzerine tıklayın ki yazılanları rahat rahat okuyabilin)
Yaaaa işte böyle arkadaşlar.. Medyanın her sunduğunu sorup soruşturmadan, Allah’ın bize verdiği ve bizi hayvanlardan ayıran en önemli/büyük/özel nimet olan “aklımızı” kullanıp kafamızı çalıştırmadan afiyetle yemeye devam ettiğimiz sürece ohooooo bu ülkenin daha ne kazıklar yediğini göreceğiz. (inşallah görmeyiz, temennim bu tabi) Her doğru bir gün ortaya çıkar, yalancının mumu yatsıya kadar yanar hesabı.. Ancak; olan, asılıp-kesilen, hapislerde sürünen insanlarımıza oluyor. Yazık, gerçekten yazık..
Yeni Şafak gazetesi almayanlar haberin bugünkü devamını şurdan takip edebilir.