Başlık konuyla alakasız o açıdan takılmayın derim blogumda ne kürt açılımı ne ermeni ne fransız açılımı yapmayı düşünüyorum maksat yeşillik olsun malum zati benim blogum her millete eşit mesafede duran bi blogdur öyle açılıma maçılıma ihtiyacı yoktur benim blogumun 😛
Şemmamme şemmamme obaaaa 😛 Haha kımıl kımıl yawf bu şarkı mı desem türkü mü desem Kolbastıya on basar sanki, ıyy adını telaffuz etmek bile midemi ayaklandırdı iğrenç yaa 😛 Yok oynasınlar hoş filan yani ama geçen yaz kafamı çevirdiğim kulağımı oynattığım her yerde kolbastı kolbastı kolbastıııı nidalarını duymak sadece beni değil sabır küpünü bile çatlatabilirdi yani.. Bizim milletin bi huyu var bişeyi sanki daha önceden yokmuş gibi seneler sonra ısıtıp piyasaya sürer sonra da tapma derecesinde o şeye taparlar. Tıpkı kendi elleriyle put yapıp tapan putperestler gibi bi acayip millet 😛
Aslında ben aşkımla geçirdiğim pazar gününden bahsedecektim ama konu iyice dağıldı. Bolu’ya İsmail’in yerine gittik pazar günü yine. Ben mini bi boğaz turu yapalım, azıcık deniz havası alalım demiştim ama aşkımı artık şehir içi geziler kesmiyor Sabah 11 gibi yola çıktı bize geldi ve beraber İso amcanın lokantasına gittik taaa Bolu’ya Gidene kadar zafiyet geçirdik fena acıktık hele o cıs cıs mangalda pişen kuzu etlerini düşündükçe oy oy oyy dedik ekmek teknesinin obur adamı gibi (adını unuttum şimdi idare edin) Gerçi çok aşırı kalabalıktı, oturduğumuz yerde kafa patlatan bir jeneratör sesi vardı ve aşkımın etlerini sonradan getirdiler, bu gidişimizde servise 10 üzerinden 2 verdik bu sefer ama olsun 😛 Yine de değdi. Dönüşte de SASA’ya uğrayıp sapanca karşısında demlendik -ben sütlü nescafe ile aşkımda demli çay ile Şimdi sırada İzmit, Bursa ve Ankara var. Kışın Ankara’ya gitmeyi düşünüyoruz şöyle iliğimiz kemiğimiz bi donsun diye Hele bi gidelim onu da yazarım merak etme sen