Aşk-ı Memnu dizisi başlarda (aslında her dizide olduğu gibi bu diziyi de 3-4 bölüm sonra takip etmeye başlamıştım) ilgiyle takip ettiğim sonra hiç bir diziye bağlı ve sadakatli davranamadığımdan mıdır nedir sıkılıp ve hatta dönen entrikaların adiliğinden “tiksinip” izlemeyi bıraktığım bir kanal D dizisi. Ha bu kanal adını veriyorum ama, zaten okuyanların büyük bi çoğunluğu bu dizinin hangi kanalda oynadığını bilir, malum kadın kısmına da erkek kısmına da hitap eden sahneler mevcut Blogcu arkadaşlarda sağolsun bangır bangır bağrındılar bir çok kez, bu dizinin Türk halkının ahlakını ve ilişkilerini bozmaya yönelik, karanlık kafaların özel çalışmalarıyla oturup yazılmış bir dizi olduğunu. Ahanda misal Pervane diyo t.u.b.a diyo ben mi diyorum cıx cıx.. Onlara tüm kalbimle katılmakla beraber ben işin magazin boyutuna değinicem sanırım
Annem.. Yaprak dökümü hastasıdır kendisi. Ben de gece atıştırmalarımdan birini yaparken: “yemekle PC başına gitmeyeyim yine klavyeye dökülür” diyerekten 5 dk.lığına eski yavuklum yaprak dökümünün başına oturdum ama reklam çıktı Ben şappur puppur mantı götürürken (bu arada saat gecenin 10.30′u..bakar mısınız ne kadar sağlıklı (!) besleniyorum ıhıhıh) zınk diye yaprak dökümünün hard core versiyonu “aşk-ı memnu” zıpladı ekrana. E ekran bu, kafasına göre estiriyor ne isterse bi anda onu çıkartıveriyor o yüzden aklı başında uzmanlar demiyor boşuna “ekran size hükmetmesin, siz ekrana hükmedin fazla TV izlemeyin” diye..
Aşk-ı Memnu dizisinin yeni bölümünün fragmanında Bihter ve Behlül yine gizliden gizliye iş bitiriyor, alkolik Bihter içip içip yine Behlül’e taciz telefonları açıyor, bu arada Nihal dedektifliğe soyunmuş ve Bihter’in karizmatik olmasına karizmatik ama hala bi naneyi anlayamayan salak kocası “ortada büyük bi yalan dönüyor sanırım” diyerek filan büyük bir zekayla (!) çıkıyor sahneye. Bilindik replikler, bilindik kovalamaca filan pığss.. Sıktı, baydı dicem aşk-ı memnu severler atlicak üstüme şimdi 😛 Yok ben öyle demim o zaman da şöyle diyeyim, şimdi bu Behlül ve Bihter’i gerçek hayatta varsaysak..
Bi kere O Bihter’in güzel kaşını, gözünü, saçını, başını itinayla bir güzel oymak ve de yolmak farz abicim. Ya O’nu yoldan çıkartıp sonra Bihter peşinden koşuyormuş havalarına giren Behlül beye ne demeli? Onun da önce o sarı kıvırcık saçlarını cımbızla tek tek pıt pıt alıcaksın koca kafasından, sonra leylek bacaklarını kalça kısmından koparacaksın, hatta koparmışken tüm bel altını toptan koparacaksın, ki, zaten işlerin bu kadar iğrençleşmesi bu kadar entrikalar dönmesine neden sadece Behlül’ün bel altıdır, başka da bi b.k değil.. Aşkmış ahahaha güleyim bari.. Yani.. Gerçeğe indirgemek bu işte sevgili okuyucu, onların arasında aşk maşk yok, onların tek derdi sadece “bel altı doyurgaçlığı”.. O sömürdükleri adamcağızın (valla adını unuttum şimdi Bihter’in karizmatik ama salak kocası diyeyim yine) parası olmasa altlarındaki fiyakalı arabalar, gittikleri spor salonları, yedikleri içtikleri zıkkımlar olmasa he? Kim ödeyecek bunları? Tut kolundan sokağa at bunları ne aşk kalır ne karizmaları anasını satayım.. Koca ve amca parasıyla dünyaya kafa tutan gerzek ikili.. Aşkmış ahaha bak yine gülüyorum. O kadar param olsun eşeğe bile aşık olurum, dermişim. Rahat bu batar mı batar.. Gerçek aşk bu kadar basit mi ya? O yüzden kitabın değiştiremem ama dizinin adını değiştiriyorum, dizinin benim gözümdeki adı: ”Şehv-i Memnu”
Hadi ordan şehvani iblisler sizi! Aşkmış, PEHHH!!!